Sabih Güzel
Köşe Yazarı
Sabih Güzel
 

SÖKE BİZİM, YAŞADIĞIMIZ ŞEHRE SAHİP ÇIKALIM

Tüm canlılar da 3 temel içgüdü vardır. Bunlar, hayatta kalmak, karnını doyurmak ve neslini sürdürmektir. Bu içgüdülere çağımızda sağlıklı olmayı da ekleyebiliriz. Beslenme düzensizliği ve hareketsizlikten kaynaklanan sağlık sorunları günümüz insanlarının en büyük sorunlarıdır. Bu sorunlar damar tıkanıklığı, kalp yetmezliği gibi rahatsızlıklara yol açmakta yaşamımızın zorlu geçmesine ya da son bulmasına yol açmaktadır. Gelişen tıp teknolojisi her ne kadar bu rahatsızlıklara karşı önlemler bulsa da en iyi önlem insanın kendisinin aldığı önlemdir. Yani sağlıklı beslenmesi ve hareket etmesi gerekir. İnsanlar ne kadar sağlıklı olursa yaşamları da o kadar sorunsuz ve mutlu geçer. Yaşadığımız şehirler insanlara benzer. Değişirler, büyürler, hasta olurlar, sıkıntılar yaşarlar ve hatta ölürler. Bir şehrin nasıl yaşayacağına o şehirde yaşayanlar karar verir. Eğer şehir sağlıklıysa o şehirde yaşayanlar da sağlıklıdır. Bir şehrin kalbi meydanları, damarları da yollarıdır. Şehrin ana meydanı toplantılara, konserlere, sergilere, toplu konuşmalara uygunsa o şehrin kalbi düzenli atıyor demektir. Eğer bir meydanı yoksa ya da meydan olarak trafiğin aktığı yol kullanılıyorsa o şehirde sıkıntı oluşur. Bir etkinlik nedeniyle alan olarak kullanılan yolda trafik akışını keserseniz acil durumlarda o yolları kullanacak araçları da engellemiş olursunuz. Yukarıda basitçe sağlıklı beslenmediğimiz zaman damar tıkanıklığı olacağından söz etmiştim. Şehrin yollarını da trafik kurallarına uygun kullanamazsak bu yollarda da tıkanıklıklar oluşur. Yan yana en fazla 3 otomobilin geçebileceği bir yolun 2 şeridine araç park ederse son şeritten ancak bir otomobil geçebilir. Acil bir durumda bir itfaiye aracının bir ambulansın bu yolu kullanması olanaksızdır. Yollar, araç park etmek için değil araçların geçişi ve ulaşımın sağlanması içindir. Aracımızı 300, 500 metre hatta 1 km. uzağa bir park yerine bırakmak bizim de hareket etmemizi, en azından o kadarlık bir mesafeyi yürümemizi sağlar. Yaya kaldırımları yapılan yolla birlikte planlanır ve yapılır. Bir şehrin kaldırımları ne kadar düzgün, geniş ve standartlara uygunsa; üzerinde sadece yayalar yürüyebiliyorsa, hasta ya da yaşlı yayalar düşünülerek belirli mesafelerde oturma yerleri varsa ev en önemlisi yayaların çöplerini atabilecek çöp kutuları varsa o şehrin beyni iyi çalışıyor demektir. Yaya kaldırımı yayaların özellikle yaşlı, hasta ve küçük çocuklu kişilerin yürümesine uygun değilse, yaya kaldırımları üzerinde yürümeyi engelleyecek şekilde  masa ve sandalyeler varsa, şehri güzel göstereceğiz düşüncesiyle tüm kaldırımı kaplayan çalı benzeri bitkiler dikilmişse ve bunlara ancak yıldan yıla bakım yapılıyorsa, dinlenmek için oturma yerleri yoksa, yayaların çöplerini atacakları çöp kutuları yerine yaya kaldırımlarını işgal eden çöp bidonları varsa orada büyük bir sorun vardır, şehrin beyni çalışmıyordur. Beyin o şehrin yerel yönetimidir. Yaya kaldırımları insanların yürümeleri içindir. Bisiklet, motosiklet yaya kaldırımını kullanamaz, trafik kurallarına göre yasaktır. Yaya kaldırımları üzerine park etmek kesinlikle yasaktır. Sürücü kurslarında ehliyet almak isteyen sürücü adaylarına trafik dersinde öğretilen ilk ders "Önce insan" dır. Evimizin önündeki yaya kaldırımı tüm insanların kullanımı içindir. O kaldırımı aracımızla işgal etmek, o kaldırımları kullanan tüm insanlara yapılmış en büyük saygısızlıktır. Bu saygısızlığı görmezden gelmek o şehre yapılmış saygısızlıktır. Bu saygısızlığı ortadan kaldırmak yerel yönetimlerde görev yapan kolluk güçlerinindir. Yazımın girişinde yazdığım gibi şehrin nasıl yaşayacağına o şehirde yaşayanlar karar verir. Şehirde yaşayanlar kendilerine ve çevrelerine saygılı, kanun ve kurallara ne kadar uyum sağlıyorsa o şehir o kadar sağlıklıdır. Eğer yaşadığınız şehrin bir meydanı yoksa, yolları zemin olarak bozuk ve araçlar tarafından işgal edilmişse, kaldırımlarında yürümek akrobatik yetenekler gerektiriyorsa o şehir sağlıksızdır. Hepimiz sağlıklı ve mutlu bir yaşamı hak ediyoruz. Söke de yaşayanlar olarak çalışkan bir yerel yönetime, geniş bir meydana, ulaşımın hiç aksamadığı yollara, insanların rahatça yürüdüğü kaldırımlara  ihtiyacımız olduğunu biliyoruz. Söke bizim. Yaşadığımız şehre sahip çıkalım. SABİH GÜZEL - SÖKE OLAY
Ekleme Tarihi: 05 Aralık 2022 - Pazartesi

SÖKE BİZİM, YAŞADIĞIMIZ ŞEHRE SAHİP ÇIKALIM

Tüm canlılar da 3 temel içgüdü vardır. Bunlar, hayatta kalmak, karnını doyurmak ve neslini sürdürmektir. Bu içgüdülere çağımızda sağlıklı olmayı da ekleyebiliriz. Beslenme düzensizliği ve hareketsizlikten kaynaklanan sağlık sorunları günümüz insanlarının en büyük sorunlarıdır. Bu sorunlar damar tıkanıklığı, kalp yetmezliği gibi rahatsızlıklara yol açmakta yaşamımızın zorlu geçmesine ya da son bulmasına yol açmaktadır. Gelişen tıp teknolojisi her ne kadar bu rahatsızlıklara karşı önlemler bulsa da en iyi önlem insanın kendisinin aldığı önlemdir. Yani sağlıklı beslenmesi ve hareket etmesi gerekir. İnsanlar ne kadar sağlıklı olursa yaşamları da o kadar sorunsuz ve mutlu geçer.

Yaşadığımız şehirler insanlara benzer. Değişirler, büyürler, hasta olurlar, sıkıntılar yaşarlar ve hatta ölürler. Bir şehrin nasıl yaşayacağına o şehirde yaşayanlar karar verir. Eğer şehir sağlıklıysa o şehirde yaşayanlar da sağlıklıdır.

Bir şehrin kalbi meydanları, damarları da yollarıdır. Şehrin ana meydanı toplantılara, konserlere, sergilere, toplu konuşmalara uygunsa o şehrin kalbi düzenli atıyor demektir. Eğer bir meydanı yoksa ya da meydan olarak trafiğin aktığı yol kullanılıyorsa o şehirde sıkıntı oluşur. Bir etkinlik nedeniyle alan olarak kullanılan yolda trafik akışını keserseniz acil durumlarda o yolları kullanacak araçları da engellemiş olursunuz.

Yukarıda basitçe sağlıklı beslenmediğimiz zaman damar tıkanıklığı olacağından söz etmiştim. Şehrin yollarını da trafik kurallarına uygun kullanamazsak bu yollarda da tıkanıklıklar oluşur. Yan yana en fazla 3 otomobilin geçebileceği bir yolun 2 şeridine araç park ederse son şeritten ancak bir otomobil geçebilir. Acil bir durumda bir itfaiye aracının bir ambulansın bu yolu kullanması olanaksızdır. Yollar, araç park etmek için değil araçların geçişi ve ulaşımın sağlanması içindir. Aracımızı 300, 500 metre hatta 1 km. uzağa bir park yerine bırakmak bizim de hareket etmemizi, en azından o kadarlık bir mesafeyi yürümemizi sağlar.

Yaya kaldırımları yapılan yolla birlikte planlanır ve yapılır. Bir şehrin kaldırımları ne kadar düzgün, geniş ve standartlara uygunsa; üzerinde sadece yayalar yürüyebiliyorsa, hasta ya da yaşlı yayalar düşünülerek belirli mesafelerde oturma yerleri varsa ev en önemlisi yayaların çöplerini atabilecek çöp kutuları varsa o şehrin beyni iyi çalışıyor demektir. Yaya kaldırımı yayaların özellikle yaşlı, hasta ve küçük çocuklu kişilerin yürümesine uygun değilse, yaya kaldırımları üzerinde yürümeyi engelleyecek şekilde  masa ve sandalyeler varsa, şehri güzel göstereceğiz düşüncesiyle tüm kaldırımı kaplayan çalı benzeri bitkiler dikilmişse ve bunlara ancak yıldan yıla bakım yapılıyorsa, dinlenmek için oturma yerleri yoksa, yayaların çöplerini atacakları çöp kutuları yerine yaya kaldırımlarını işgal eden çöp bidonları varsa orada büyük bir sorun vardır, şehrin beyni çalışmıyordur. Beyin o şehrin yerel yönetimidir.

Yaya kaldırımları insanların yürümeleri içindir. Bisiklet, motosiklet yaya kaldırımını kullanamaz, trafik kurallarına göre yasaktır. Yaya kaldırımları üzerine park etmek kesinlikle yasaktır. Sürücü kurslarında ehliyet almak isteyen sürücü adaylarına trafik dersinde öğretilen ilk ders "Önce insan" dır. Evimizin önündeki yaya kaldırımı tüm insanların kullanımı içindir. O kaldırımı aracımızla işgal etmek, o kaldırımları kullanan tüm insanlara yapılmış en büyük saygısızlıktır. Bu saygısızlığı görmezden gelmek o şehre yapılmış saygısızlıktır. Bu saygısızlığı ortadan kaldırmak yerel yönetimlerde görev yapan kolluk güçlerinindir.

Yazımın girişinde yazdığım gibi şehrin nasıl yaşayacağına o şehirde yaşayanlar karar verir. Şehirde yaşayanlar kendilerine ve çevrelerine saygılı, kanun ve kurallara ne kadar uyum sağlıyorsa o şehir o kadar sağlıklıdır.

Eğer yaşadığınız şehrin bir meydanı yoksa, yolları zemin olarak bozuk ve araçlar tarafından işgal edilmişse, kaldırımlarında yürümek akrobatik yetenekler gerektiriyorsa o şehir sağlıksızdır.

Hepimiz sağlıklı ve mutlu bir yaşamı hak ediyoruz. Söke de yaşayanlar olarak çalışkan bir yerel yönetime, geniş bir meydana, ulaşımın hiç aksamadığı yollara, insanların rahatça yürüdüğü kaldırımlara  ihtiyacımız olduğunu biliyoruz.

Söke bizim. Yaşadığımız şehre sahip çıkalım.

SABİH GÜZEL SÖKE OLAY

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sokeolay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.