İÇİMİZDEN BİRİ; SERMİN ARIKAN

İÇİMİZDEN BİRİ; SERMİN ARIKAN

TİYATRO AŞKTIR

İlk çağ insanları duvar resimleri yaparak sanatı başlatmışlar. Zamanla farklı görünme ve süslenme ihtiyacı ile yüzükler, kolyeler ve ufak biblolar yaparak yontma sanatı ve heykelcilik, vurmalı, üflemeli,telli müzik aletlerini yaparak da müzik sanatı gelişmiştir. İlk insanlar duygu ve isteklerini gırtlakları tam gelişmediği için hareketlerle anlatırlarmış. Zamanla doğadaki diğer sesleri taklit etmeleriyle gırtlakları gelişmiş, tek tonlamadan çok tonlamaya ve sonucunda da konuşmaya başlamışlar. İlk konuşmaların genellikle geçmiş olayları ya da insanları anlatmak için yapıldığı bilinmektedir. Kulaktan kulağa söylenen sözlerin doğrulukları ve güvenilirlikleri olmadığından yazının bulunması ile bu sorun ortadan kalkmış ve yaşananlar nesilden nesile değişmeden aktarılabilmiş.

Yazarlar ve sanatçılar duygularını aktarmak için sanatı kullanırlar. Toplumun duygularını da anlatmak gerektiğinde ise aktarımı sağlayan tiyatrodur. Bin yıllardır insanları bazen ağlatan, bazen güldüren tiyatro, çoğu zaman da verdiği sosyal mesajlarla toplumu düşünmeye sevk eder.

Sermin Arıkan bir tiyatro eğitmeni. Küçüklüğünde hiç tiyatroya gitmemiş, ilköğretim yıllarında hiç sahneye çıkmamış olmasına rağmen hep tiyatro oyuncusu olmak istemiş. Hayal gücünün çok geniş olması nedeniyle mahallede ya da okulda arkadaşlarına küçük oyunlar oynar bazen onlara da oynatırmış. Ticaret lisesini bitirdikten sonra memleketi Bandırma'dan ilk kez dışarı çıkmış yine uzağa gitmemiş. Balıkesir üniversitesinde Muhasebe, İşletme ve Halkla İlişkiler okumuş ama gözü hep oyunculuktaymış. Üniversite bittikten sonra İzmir'de bir firmada çalışmaya başlamış. Bir gün toplu taşıma aracında TOBAV (Tiyatro Opera Bale vakfı)'nın bir afişini görmüş ve başvuruda bulunmuş. Bir kaç aylık bir gecikme sonrasında vakıftan çağrılmış. İzmir Devlet Tiyatrosu Müdür Yardımcısı Yusuf Köksal'dan ilk tiyatro eğitimini almış. Kurs sonunda Yusuf beyin önerisiyle İstanbul'a Müjdat Gezen Sanat Merkezinde Tiyatro okuluna baş vurmuş. Sınava hazırlanmasına yine Yılmaz bey yardım etmiş. Tirat, şiir, dans, şan dersleri, komedi, dram, genel kültür derken sınav başlamış. Müjdat Gezen, Ayşen Guruda, Betül Arım, Göksel Kortay ve buraya isimlerini yazamadığım dev sanatçıların önünde istemediği ve bugün gülerek anlattığı bazı aksaklıklar yaşanmış. Sahnede yanlış yerde durduğu için tiradına başlayamamış, dram sunarken kostümünü unutmuş, dans sunumunda müzik kesilmiş. Sınavdan umutsuz bir şekilde ayrılmış fakat hayalleri gerçekleşmiş ve okula kabul edilmiş.

Haftanın 5 günü sabah 10.00 dan akşam 21.00 e kadar yoğun bir eğitim hayatı yaşayan Sermin önceden lisans mezunu olması ve yetenek sınavını da başarıyla vermesi nedeniyle Konservatuarı 2 yılda bitirerek mezun olmuş. Kamera önü eğitimi de aldığı için mezuniyet sonrası reklam filmlerinde oynamış. Tiyatro eğitimini Drama eğitimiyle desteklemek isteyen Sermin 3 yıl da Drama eğitimi almış ve Ankara da MEB tarafından açılan sınava girerek Drama eğitmeni olmuş.

Tüm bu olaylar yaşanırken eşi Can her zaman destekçisiymiş. Balıkesir de üniversitede okurken tanışmışlar. Sermin'e tiyatro nedir diye sorduğum da hiç tereddütsüz "Aşktır" demişti. Yine de aldığı tüm bu eğitimler sonucunda eşinin evlenme teklifini kabul ederek Can'ın memleketi Söke'ye yerleşmeleri en büyük aşkın Can olduğunu gösteriyor.

Evlenerek 2013 yılında Söke'ye gelen Sermin aldığı eğitimlerin hakkını vermek ve Sökelilere tiyatroyu sevdirmek için çaba gösteriyor. Halk eğitim aracılığı ile Söke belediyesi kurs merkezinde tiyatro, drama ve diksiyon kursları vermiş ve hala bu kurslar devam ediyor. Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde hastalara kendi deyimiyle danışanlarına drama ve tiyatro eğitimi veriyor. Tiyatronun iyileştirici bir yönü olduğunu iyi bilen Sermin danışanlar üzerinde pozitif etkiler gördüğünü ve ileride onlarla bir oyun sahnelemek istediğini de söyledi.

Söke de tiyatro sevgisini gören ve bu eksiği biraz da olsa kapatmak isteyen Sermin Tiyatro Sotie'yi kurmuş. Tiyatro Sotie geçtiğimiz günler de Recep Yazıcıoğlu konferans salonunda Sermin Arıkan tarafından yazılıp yönetilen "Köpük ile Minik" isimli çocuk oyununu sergiledi. Hem çocuklardan hem de anne ve babalarından olumlu tepkiler geldiğini söyleyen Sermin ileride yine kendisinin yazıp yöneteceği yeni oyunların müjdesini verdi. Yenikent'te bir kafe de yaptıkları doğaçlama tiyatro denemelerini daha geniş izleyici kitlesine ulaştırmak için Recep Yazıcıoğlu'nda tekrarlamak istiyorlarmış. Aydın'ın değişik ilçelerinde de sahne alan Tiyatro Sotie ismini sanırım ileriki günler de daha çok duyacağız.

Hepimiz yoğun ve stresli günlerden geçiyoruz. Sorunlar düşündüğümüz sürece de yakamızı bırakmıyor. Çözüm bulamadığımız gibi kendimizi daha çok yıpratıyoruz. Bazen bir kaç saatliğine bile olsa sorunlarımızı kenara bırakmak, gülmek, hoşça zaman geçirmek hepimizin hakkı. Bu hakkı kullanabilmek için tiyatro gün ve saatlerini bilmeniz gerekiyor. Tiyatro gün ve saatlerini öğrenmeniz için de sosyal medya hesaplarından "Tiyatro Sotie" yi takip etmeniz gerekiyor. Verdiğiniz destek tiyatro, sanat ve daha güzel bir Söke için. Unutmayalım, Tiyatro sanattır. Tiyatro Aşktır.

Herkese bol tiyatrolu günler diliyorum.

SABİH GÜZEL - SÖKE OLAY 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.